‘YENİ’ SORUNSALI ÜZERİNE

İçinde bulunduğumuz günlerde gündem hayli hararetli. Aslına bakarsanız bu hararet insana bahşedilen yeteneklerle birlikte, tarih sahnesine adım atmasından bu yana hep vardı. Kaosun çözümü ve düzen arayışının fitili, birkaç insan ömrüne sığmayacak kadar uzun süredir ateşlenmiş durumda. Evvelden bu yana kurulan her ‘yeni’ eskimeye mahkumken stabil bir durumdan bahsetmek pek akıl işi değil zaten.

Kalıcı, ebedi düzen sahibi, refah bir toplum mümkün gibi lanse esiliyor. Benim idrakimden anlamak pek güç bu durumu. İşin açığı bunun bir palavra olduğunu düşünüyorum.  Hâlihazırda diyalektik temelinde bakacak olursak; her ‘yeni’ kendisiyle, önceki mevcut geleneğin yıkımını besliyor ve bir sonrakinde kendisi antitez konumundan gelenekle sentezlenmiş haline eviriliyor.  Ortaya çıkan     yeni-eski meç edilmiş bu düzen de kendi zıtlıklarını doğuruyor ve tarih yenilerin eskiyen düzenlerine tanıklık ediyor. Tüm bunlar olurken toplumun yeni fikrinden mütemadiyen huzursuzlanan kesimi, fikirde sabit olmanın daha güvenli olduğunun propagandası içerisinde. Tabi Marks’ın diyalektiğinin katı ve ekonomik bazlı olmasından öylece düşündüğüm kanısı hâsıl olabilir. Lakin bence ekonomi kadar kültürün aktarımının bilinen yollarının sekteye uğrayacak olması da yeni olanın önünde engel teşkil ediyor. Bu açıdan bakıldığında huzursuzlukların, iç karışıklıkların ve yarınların kaygısı yeniyi yeniden çağırıyor.

Ne hikmetse, tez ile anti tezin mutlak çıkarımı sentez olsa da rövanşist bir açılımla ortaya çıkıyor. Her yeni öncekini suçlayıp, kendine verilmeyen imkân zamanlarının öcünü alıyor; en nihayetinde kabul gördüğünde eski ile uyum sağlarmış gibi görünen dönemini kapatıp, tenkit ettiği despotluğa soyunuyor. J Bu dönüm noktalarında toplumun mevcut halini koruma meyli yeniye mukavemet ediyor diyebiliriz fakat mutlak ölçüde önlemesi mümkün değil. Yine de feraset sahibi, geçmişi ve mevcut şartların getirebileceği yeni tezleri okuyabilecek toplum aydınları; kaostan beslenen ve tabiri caizse Hobbs’un bahsettiği doğal durumdan beslenenlerden bir adım önde olmalı. Ancak o zaman bu rövanşist mukadderat değişebilme ihtimaline haiz olabilir.

Kabul ediyorum, dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor, tüm devirler gibi. Bugünün tüm sorunları ustaca yeniler icat edenlerin ellerinde birer piyon. Asla şaha yaklaşamıyor olabiliriz. Biz bu yeninin okumasını yapabilirsek bu sefer geç kalmışlık hissinden beri olabiliriz. Dünya döndükçe dramlara, sevinçlere, zaferlere, mağlubiyetlere sahne olmaya devam edecek. Fakat bahsettiğim açıdan yaklaşınca bir nebze mutmain kalplere sahip olamayacağımız söylenemez.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s